İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültemiz tarafından 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü Etkinliği
düzenlendi.
İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Hasan Yaylı ve Prof. Dr. Cemal Fedai’nin
konuşmacı olarak yer aldığı etkinliğe İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Selim Cengiz, Dekan Yardımcılarımız Doç. Dr. Ayfer ÖZYILMAZ ve Dr. Öğr. Üyesi S. Serhat YILMAZ, Fakülte Sekterimiz Ömer ÖZBAL, akademik ve idari personellerimiz ile öğrencilerimiz
katıldı.

Çanakkale Savaşı ve savaşın
yaşandığı dönemin siyasi atmosferi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Cemal Fedai,
“Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı içerisinde yer alan bir savaş ve bir
deniz zaferidir. 18 Mart, kara savaşlarının henüz başlamadığı bir tarihtir.
Düşman, Çanakkale’yi önce savaş gemileri ile geçmeyi denedi ve üç ay süren bu
savaşı kazanamadı. Biz bugün aslında 18 Mart Deniz Zaferi’ni kutluyoruz. 18
Mart’ta denizi geçemeyen düşman kuvvetleri kara savaşına başladılar. Yaklaşık 9
ay da kara savaşı devam etti. Çok sayıda şehit verdiğimiz dönem, kara savaşları
dönemidir. Osmanlı Devleti’nin dönemin süper güçleri ile savaştığı, Birinci
Dünya Savaşı’nın en önemli ve en uzun soluklu savaşlarından biri olmuştur.
Çanakkale Zaferi’ni anlatırken Enver Paşa’dan bahsetmek gerekir. 1914-1918
yılları arasında padişah adına başkumandanlık yapan Enver Paşa’dır. Sarıkamış
Harekâtı’nda Enver Paşa’nın adı anılır ama Çanakkale Zaferi’nde adı anılmaz.
Hâlbuki ikisinde de başkumandandır ve rahmetle, minnetle anılması gereken bir
isimdir. Dönemin yenilmez kabul edilen ve en büyük donanması olan İngiliz
donanması, Çanakkale’de püskürtülmüştür. Osmanlı Devleti’nin finansal olarak
çok kötü olduğu bir ortamda gerçekleşen savaşın esas kahramanı Türk askeridir.
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’ni milletin bir zaferi olarak hatırlamak ve
değerlendirmek gerekir. Çanakkale Şehitliği’ni ziyaret ederseniz Anadolu’nun
dört bir yanından ve Anadolu dışından şehitler olduğunu görürsünüz. Kara
Savaşları ise 18 Mart’tan sonra başlamış, Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir
Paşa, Fevzi Çakmak ve İsmet Paşa gibi ismi sonradan meşhur olacak bütün
askerler, kara savaşlarında 9 ay boyunca savaşmışlardır. Kendilerini rahmetle,
minnetle yâd ediyoruz. “ dedi.


Çanakkale Savaşı’nın çok zor
şartlar altında kazanıldığını ve Milli Mücadele ruhunun oluşmasına çok önemli
katkıları olduğunu belirten Prof. Dr. Hasan Yaylı, “Cemal Hocamızın biraz önce
bizlere anlattığı Çanakkale Savaşı’nı Mehmet Akif Ersoy,
‘Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ,
bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi,
mahşer mahşer.
Yedi iklîmi cihânın duruyor
karşına da,
Ostralya’yla berâber bakıyorsun:
Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler
rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada:
Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi
bilmem ne belâ...
Hani, tâ’ûna da züldür bu rezîl
istîlâ!’ mısraları ile anlatıyor. Çanakkale; dönemin güçlü devletlerinin,
dünyanın dört bir yanında yer alan sömürgelerindeki halkları da yanlarına
alarak toplaşıp dayandığı bir kapıdır. Karşı karşıya kaldığımız zulüm o kadar
derin bir zulüm ki salgın tarihi ve veba üzerine okumalar yapmam dolayısıyla
‘Hani, tâ’ûna da züldür bu rezîl istîlâ!’ mısrasını okuyunca tüylerim diken
diken oluyor. Farklı kaynaklar, tâ’ûn yani veba salgınlarında 25 ile 200 milyon
arasında insanın öldüğünü belirtiyor. Mehmet Akif, Çanakkale’yi tâ’ûna
bile rahmet okutacak bir durumda anar. Çanakkale’yi bizim için bu kadar
kıymetli kılan hususlardan biri, Milli Mücadele’ye yoldaşlık edecek ruhun inşa
edildiği yer ve başlangıç noktası olmasıdır. Dört yıl süren Birinci Dünya
Savaşı’nda Osmanlı Devleti, dokuz cephede savaştı. Çanakkale de bunlardan
biriydi. 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi de bir yılı aşkın süren Çanakkale
Savaşları’nın deniz cephesinin kazanılmasına ilişkin bir dipnottur. Bizim, Birinci
Dünya Savaşı’nda büyük kahramanlıklar gösterdiğimiz Kut’ül Amare, Medine
Müdafaası ve Trablus Cephesi gibi yerler de vardır. Çanakkale’yi farklı kılan
ise diğer cephelerde tek bir devlete karşı savaşırken Çanakkale’de dönemin
süper güçleri Düvel-i Muazzama ile savaştık. Çanakkale, son yüzyılda birkaç
istisna hariç sürekli kaybetmenin milletimizde oluşturduğu cam tavan sendromunu
kırıp aşabilmenin mümkünlüğüne dair bir heyecan üretmiştir. Bu toprakların
vatan kılınması ve vatan olarak korunması için canından geçmiş tüm
şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize de sağlık ve afiyet diliyorum.”
şeklinde konuştu.


Program, günün anısına fotoğraf
çektirilmesi ile sona erdi.
